Edebiyat dünyasındakiler neden isyan edemiyorlar? Bir
adam roman kisvesi altında çok dandik bir şey yazıyor ve bunun reklamı
televizyonlarda, radyolarda yapıldığı için insanlar bunu alıyor. Kimsenin buna
gık çıkartıp ‘’Ulan burada da bir hata var’’ dediğini yalnız iç seslerinde
duymuyor muyuz? Hepiniz kafası çalışan adamlarsınız. Belki kafanız çok fazla
hinliğe çalıştığından demiyorsunuz ama neden ‘’Ulan biz bu hatayı neden
düzeltmiyoruz?’’ demiyorsunuz. Bir işte bir bozukluk varsa onun ustası gelir ve
onu tamir eder. Adam mühendis ve bir köprü de sorun mu var? Mühendis adama
başvurulur ve mühendis adam gider onu tamir eder. Peki edebiyatçılar
edebiyatımızdaki bu yoksunlukları görüp neden tamir etmiyorlar? Bunu neden
düşünmek istemiyorlar? Para mı? Edebiyatta para düşünülmesi gereken en son şey
değil midir? Parayı düşünürseniz eğer bu yaptığınız işin adına sanat yapmak
diyebilir miyiz? Bir iş görüşmemde başıma gelmişti. Adama roman yazdığımı
söylediğimde adam bana direk ‘’romanını nasıl satarsın? Bana romanını
açıklayacak bir cümle söyle ki ben onu satın alayım’’ diyerek bu işe ne kadar
maddesel yaklaştığını gösterdi. Onun gibi düşünmediğimi belirttim ona. Adamdan
oracıkta soğudum. Şimdi her şey hız devriymiş. Öyle söyledi devamında.
Senaryoda da böyleymiş. Bir yapımcıya senaryonu götürdüğün zaman tek cümleyle
açıkladığın fikrinden etkilenir ve bunu beğenirse, ‘’ha tamam bu iş yapar. Bu
bana para kazandırır’’ dermiş yapımcı. Her şey o bir cümlenin güzelliğine,
verdiği haza, tılsımına bakıyormuş. Her şey para olmuş. Sanat kenara köşeye
atılmış. Böyle bir dünya işte.
SÜLEYMAN BERÇ HACİL