Oyunun başında sahne karanlıktır. Seyirci karanlıkta kimseyi görmez, sadece ses duyarlar.
DIŞ SES: Geliyorlar. Hadi başlayalım oyunumuza...
DIŞ SES: Geliyorlar. Hadi başlayalım oyunumuza...
Işıklar açılır…
Sahneye akıl hastanesinin müdürü, Deli Şadi ve Deli Şadi’yi
iki kolundan sıkıca tutan iki görevli gelir. Maksat deliyi akıl hastanesinde ki
koğuşuna yerleştirmektir. Deli Şadi yürütülürken anlamsız bir şekilde şarkı
söyler ve garip hareketler yapar.
DELİ ŞADİ: Argümansızzzz kaldımmmm anneee! Argümansızzzzz
kaldımmm anneeee!
MÜDÜR: Getirin getirin. Şöyle şuraya bırakın.
Görevliler müdürün ne demek istediğine anlam veremeden
yüzüne bakarlar ve Deli Şadi’yi sanki bir eşyayı fırlatırcasına giriş kapısının
önünde bırakırlar.
DELİ: Geldik mi, geldik mi? Topkapı mı Burası?
Müdür alaycı bir edayla cevap verir.
MÜDÜR: He canım, Topkapı burası son durak.Hey Allah’ım
(Sinirli).
Müdür bir of çeker ve tekrar konuşmaya başlar.
Deli Şadi etrafındakilere nanik yapmaktadır.
MÜDÜR: Şadi Bey ne kadar deli olsanız da, ki buradan
bakıldığında size konulan damganın hakkını hayli iyi veriyorsunuz. Buraya
gelmeden önceki konumuzdan ötürü size buraya kadar eşlik ettim. Artık yeni
yuvanız, yaşayacağınız, nefes alacağınız mekanınız maalesef burası. Ne diyelim
herkes hakkettiği gibi yaşıyor sanırım.Siz onca yıl yazarlık yapın.Yazdığınız
yazılar yüzünden hapislere girin, ki niye öyle ayıp yazılar yazıyorsunuz
sorarlar adama, ve sonra sonunuz burası olsun.Normal aslında.Dedim ya herkes
hak ettiği gibi yaşıyor.Hapisten sonra akıl hastanesi girmekte sizin gibi bir
deli için mantıklı bir adım olmuş.(Güler.)
Deli Şadi müdürü umursamaz. Etrafına rahatsızlık verecek
şekilde rahatsız edici hareketlerini yapmayı sürdürür.
MÜDÜR: Ama bir şeyi inkar etmeyeceğim yazılarınıza ara sıra
göz gezdirdim. Şimdi niye okumadığımı soracaksınız da sizin yazılarınıza göz
gezdirmenin cezası bile altı aydan başlayabiliyordu o devirde (Güler).Bu yüzden
sadece göz gezdirmekle kaldım.
Deli Şadi cevap verir.
DELİ ŞADİ:Ya (Şaşırmış gibi)
MÜDÜR: Sonunda bizi de adamdan sanıp benimle diyaloğa
girmeye teşrif edebildiniz Şadi Bey. Memnun olduk, hamd olsun. (Dalgacı)
DELİ ŞADİ: Burada yemekler nasıl?
MÜDÜR: Yemekler mi? Nasıl yani?
DELİ ŞADİ: Salatalıksız salata yapıyor musunuz mesela? Ya da
Hamsisiz Pilav ? Ben Hamsisiz Pilavı çok severim mesela. Günde beş öğün
Hamsisiz Pilav yemek isterim.Hapishanede günde beş öğün hamsisiz pilav yerdim.
Müdür şaşkın bir şekilde görevlilere bakar.
MÜDÜR: Ne diyor oğlum bu? (Görevli1’e)
GÖREVLİ 1:Saçmalıyor Müdür Bey saçmalıyor. (Şadi’yi sert bir
şekilde tutar)
MÜDÜR: (Görevliye) Burada görecek o saçmalamayı.(Deli
Şadi’ye) Şadi Bey! Şadi Bey! Burada hapishanedeki gibi yemek çıkmaz bilesiniz. Devlet
sizi doyuruyordu tabi.(Ukala bir biçimde konuşur.) Oh. Günde beş öğün hamsisiz
pilav yiyormuş. Burada yoğurtlu çorbayla idare edeceksin. Gerçi hamsiden sonra
yoğurt yedirmek istemezdik sana ama. Ne yapacaksın.Biz Ne veriyorsak o!
DELİ ŞADİ : Benim Yoğurtlu Çorbaya karnım tok ama.Hamsisiz Pilav
isterim ben.İsterim de isterim.İsterim de isterim.
Müdür kendi kendine Allah’la konuşur gibi bir hal alır.
MÜDÜR: Allah’ım, niye yanlış replikler yazdırdığın kullarını
benim başıma sarıyorsun yarabbim ?
Deli Şadi yanında ki görevliye dönerek kulağına fısıldar.
DELİ ŞADİ: (Görevli 2‘ye) Bak Allah’la konuşuyor. Not
al.(Güler)
Görevli 2, Şadi’yi yerine doğru geçmesi adına itekler.
MÜDÜR: (Müdür Şadi’ye dönerek devam eder.) İstermiş. Tamam
Şadi Bey aşçılarımıza özel olarak istediğiniz Hamsisiz Pilavı da
hazırlattıracağım. Yeter ki gönlünüz olsun (Dalgacı).
DELİ ŞADİ: Söz ver.
MÜDÜR: Söz.
DELİ ŞADİ: İnanmam.(Küsmüş gibi bir hareket yapar.)
Müdür tekrar kendi kendine konuşur gibi Allah’la konuşur. Kafasını
yukarı kaldırır.
MÜDÜR: Allah’ım, rabbim, yüce Mevlam… Niye beni şu yere müdür
ihsan ettin yarabbim. Oysa ben nerelerde üst düzey yöneticilik yapacak bir
adamdım. Allah’ım, rica etsem sırtıma sürer misin kaçırdığım fırsatları?
Deli Şadi yanında ki görevliye tekrar döner ve kulağına
fısıldar.
DELİ ŞADİ: (Görevli 2‘ye) Bak Allah’la konuşuyor.Not alsana
hadi.Görüyorum ben not almadığını.(Alaycıdır.)İşimize yarar be kardeşim.Bizde
nasipleniriz bir gün (Güler)
MÜDÜR: Benimle o olmayan aklınla dalga geçiyorsun ama,
içeride Allah’la konuşmak için istemediğin kadar vaktin olacak. İnşallah
konuşursunda belki aklın başına gelir. Gerçi sen ateist miymişsin
ne…(Söyledikten sonra etrafına bakınır.) Abuk sabuk düşüncelere dalmaktan
kafayı yiyorsunuz zaten. Neyse, sizinle çok vakit harcadım. Artık benimde
normal insanlar gibi işime gücüme dönmem lazım değil mi Şadi Bey? Yoksa Deli
Şadi’mi demeliyim? (Güler)
Müdür, görevlilere koğuşun
kapısını açın tarzında bir göz işareti yapar.Görevli2 koğuş kapısını açmaya
koyulur. Görevli 1, Deli Şadi’nin yanındadır.Görevli 2 kapıyı açar ve Deli
Şadi’nin yanına gelerek Görevli 2 ile birlikte onu içeri sokarlar.İçeriden
bağırtılar ve saçma sapan sesler gelmektedir.
Müdür, Deli Şadi koğuşa girerken alaycı
bir ses tonuyla Deli Şadi’nin arkasından bağırır.
MÜDÜR: Tanrıtanımazsın ama sen yine Allahtan ümidini kesme
Şadi Bey! (Dalgacı.)
Deli Şadi koğuşun kapısına adım atarken arkasına bakmadan
bağırarak cevap verir.
DELİ ŞADİ: Allah bizden ümidini kesti Müdür Bey!
Müzik girer…
PERDE
YAZAN:SÜLEYMAN BERÇ
HACİL