AKILLILAR HASTANESİ (SKEÇ 1)



Oyunun başında sahne karanlıktır. Seyirci karanlıkta kimseyi görmez, sadece ses duyarlar.

DIŞ SES: Geliyorlar. Hadi başlayalım oyunumuza...

Işıklar açılır…

Sahneye akıl hastanesinin müdürü, Deli Şadi ve Deli Şadi’yi iki kolundan sıkıca tutan iki görevli gelir. Maksat deliyi akıl hastanesinde ki koğuşuna yerleştirmektir. Deli Şadi yürütülürken anlamsız bir şekilde şarkı söyler ve garip hareketler yapar.

DELİ ŞADİ: Argümansızzzz kaldımmmm anneee! Argümansızzzzz kaldımmm anneeee!

MÜDÜR: Getirin getirin. Şöyle şuraya bırakın.

Görevliler müdürün ne demek istediğine anlam veremeden yüzüne bakarlar ve Deli Şadi’yi sanki bir eşyayı fırlatırcasına giriş kapısının önünde bırakırlar.

DELİ: Geldik mi, geldik mi? Topkapı mı Burası?

Müdür alaycı bir edayla cevap verir.

MÜDÜR: He canım, Topkapı burası son durak.Hey Allah’ım (Sinirli).

Müdür bir of çeker ve tekrar konuşmaya başlar.

Deli Şadi etrafındakilere nanik yapmaktadır.

MÜDÜR: Şadi Bey ne kadar deli olsanız da, ki buradan bakıldığında size konulan damganın hakkını hayli iyi veriyorsunuz. Buraya gelmeden önceki konumuzdan ötürü size buraya kadar eşlik ettim. Artık yeni yuvanız, yaşayacağınız, nefes alacağınız mekanınız maalesef burası. Ne diyelim herkes hakkettiği gibi yaşıyor sanırım.Siz onca yıl yazarlık yapın.Yazdığınız yazılar yüzünden hapislere girin, ki niye öyle ayıp yazılar yazıyorsunuz sorarlar adama, ve sonra sonunuz burası olsun.Normal aslında.Dedim ya herkes hak ettiği gibi yaşıyor.Hapisten sonra akıl hastanesi girmekte sizin gibi bir deli için mantıklı bir adım olmuş.(Güler.)

Deli Şadi müdürü umursamaz. Etrafına rahatsızlık verecek şekilde rahatsız edici hareketlerini yapmayı sürdürür.

MÜDÜR: Ama bir şeyi inkar etmeyeceğim yazılarınıza ara sıra göz gezdirdim. Şimdi niye okumadığımı soracaksınız da sizin yazılarınıza göz gezdirmenin cezası bile altı aydan başlayabiliyordu o devirde (Güler).Bu yüzden sadece göz gezdirmekle kaldım.

Deli Şadi cevap verir.

DELİ ŞADİ:Ya (Şaşırmış gibi)

MÜDÜR: Sonunda bizi de adamdan sanıp benimle diyaloğa girmeye teşrif edebildiniz Şadi Bey. Memnun olduk, hamd olsun. (Dalgacı)

DELİ ŞADİ: Burada yemekler nasıl?

MÜDÜR: Yemekler mi? Nasıl yani?

DELİ ŞADİ: Salatalıksız salata yapıyor musunuz mesela? Ya da Hamsisiz Pilav ? Ben Hamsisiz Pilavı çok severim mesela. Günde beş öğün Hamsisiz Pilav yemek isterim.Hapishanede günde beş öğün hamsisiz pilav yerdim.

Müdür şaşkın bir şekilde görevlilere bakar.

MÜDÜR: Ne diyor oğlum bu? (Görevli1’e)

GÖREVLİ 1:Saçmalıyor Müdür Bey saçmalıyor. (Şadi’yi sert bir şekilde tutar)

MÜDÜR: (Görevliye) Burada görecek o saçmalamayı.(Deli Şadi’ye) Şadi Bey! Şadi Bey! Burada hapishanedeki gibi yemek çıkmaz bilesiniz. Devlet sizi doyuruyordu tabi.(Ukala bir biçimde konuşur.) Oh. Günde beş öğün hamsisiz pilav yiyormuş. Burada yoğurtlu çorbayla idare edeceksin. Gerçi hamsiden sonra yoğurt yedirmek istemezdik sana ama. Ne yapacaksın.Biz Ne veriyorsak o!

DELİ ŞADİ : Benim Yoğurtlu Çorbaya karnım tok ama.Hamsisiz Pilav isterim ben.İsterim de isterim.İsterim de isterim.

Müdür kendi kendine Allah’la konuşur gibi bir hal alır.

MÜDÜR: Allah’ım, niye yanlış replikler yazdırdığın kullarını benim başıma sarıyorsun yarabbim ?

Deli Şadi yanında ki görevliye dönerek kulağına fısıldar.

DELİ ŞADİ: (Görevli 2‘ye) Bak Allah’la konuşuyor. Not al.(Güler)

Görevli 2, Şadi’yi yerine doğru geçmesi adına itekler.

MÜDÜR: (Müdür Şadi’ye dönerek devam eder.) İstermiş. Tamam Şadi Bey aşçılarımıza özel olarak istediğiniz Hamsisiz Pilavı da hazırlattıracağım. Yeter ki gönlünüz olsun (Dalgacı).

DELİ ŞADİ: Söz ver.

MÜDÜR: Söz.

DELİ ŞADİ: İnanmam.(Küsmüş gibi bir hareket yapar.)

Müdür tekrar kendi kendine konuşur gibi Allah’la konuşur. Kafasını yukarı kaldırır.

MÜDÜR: Allah’ım, rabbim, yüce Mevlam… Niye beni şu yere müdür ihsan ettin yarabbim. Oysa ben nerelerde üst düzey yöneticilik yapacak bir adamdım. Allah’ım, rica etsem sırtıma sürer misin kaçırdığım fırsatları?

Deli Şadi yanında ki görevliye tekrar döner ve kulağına fısıldar.

DELİ ŞADİ: (Görevli 2‘ye) Bak Allah’la konuşuyor.Not alsana hadi.Görüyorum ben not almadığını.(Alaycıdır.)İşimize yarar be kardeşim.Bizde nasipleniriz bir gün (Güler)

MÜDÜR: Benimle o olmayan aklınla dalga geçiyorsun ama, içeride Allah’la konuşmak için istemediğin kadar vaktin olacak. İnşallah konuşursunda belki aklın başına gelir. Gerçi sen ateist miymişsin ne…(Söyledikten sonra etrafına bakınır.) Abuk sabuk düşüncelere dalmaktan kafayı yiyorsunuz zaten. Neyse, sizinle çok vakit harcadım. Artık benimde normal insanlar gibi işime gücüme dönmem lazım değil mi Şadi Bey? Yoksa Deli Şadi’mi demeliyim? (Güler)

Müdür, görevlilere koğuşun kapısını açın tarzında bir göz işareti yapar.Görevli2 koğuş kapısını açmaya koyulur. Görevli 1, Deli Şadi’nin yanındadır.Görevli 2 kapıyı açar ve Deli Şadi’nin yanına gelerek Görevli 2 ile birlikte onu içeri sokarlar.İçeriden bağırtılar ve saçma sapan sesler gelmektedir.

Müdür, Deli Şadi koğuşa girerken alaycı bir ses tonuyla Deli Şadi’nin arkasından bağırır.

MÜDÜR: Tanrıtanımazsın ama sen yine Allahtan ümidini kesme Şadi Bey! (Dalgacı.)

Deli Şadi koğuşun kapısına adım atarken arkasına bakmadan bağırarak cevap verir.

DELİ ŞADİ: Allah bizden ümidini kesti Müdür Bey!

Müzik girer…



PERDE




YAZAN:SÜLEYMAN BERÇ HACİL