NOT ALMAKLA İLGİLİ TUTULMUŞ NOTLAR


a.
Not almak lazım..
Düşündüklerimizi, abuk subukluklarımızı, aklımıza gelen saçma veya değil ne olursa olsun yazmamız lazım. Serüven aramak için debelenmeye, o serüvene katılamayıp da mahvolmaya hiç gerek yok. Zaten serüvenin içindeyiz. Evinizin camından dışarı bakın. İşte o zaman düşünmeye de başlayacaksınız. Bir şeyler gördüğünüz zaman yavaş yavaş hayal kurmaya başlarsınız. Bunu yapmalısınız. Yoksa hiçbir beyin bir anda hiç tanık olmadığı bir durumu bizlere iletme kudretinde değildir. İlla ki onu beslemeliyiz ve tabi bizde beslenmeliyiz.
           
b.
Ben Oğuz Atayı okuyorum, Tezer Özlüyü okuyorum. Bu insanlar sanki, az önce dediğim şeylerin hepsini yapmış gibiler. -Ki kimilerine göre fiyasko!- Hayal ettikleri her şeyi not almış gibiler. Bu hani, şu an ben burada bu yazıyı yazıyorum ya. Tamamen hepsi bu.

            c.
Aldığım her yeni kitabın ilk sayfasına o günün tarihi ile birlikte bulunduğum yeri yazacak şekilde küçük bir not düşerim. Ardından da bu notun altına gelecek şekilde ruh halim, hissettiğim veya o anda düşündüklerimle ilgili şiirsel bir paragraf yazarım. Böyle yaptığınız zaman yıllar sonra kitaplığınızdan o kitabı alıp ilk sayfasına baktığınızda o günü birebir hatırlıyorsunuz. Benim daha dün iki sene öncesine gittiğim oldu. Zaman makinası gibi…

           d.
Kentilyon hakkında ne düşünüyor acaba insanlar? Bu terim hakkında veya kavram hakkında -ne denilir bilmiyorum- insanların ne düşündüklerini merak ediyorum. Sokak röportajı yapıp insanlara "kentilyon hakkında ne düşünüyorsunuz?" diye sorsanız ne derler acaba? Ne şiirsel sözler çıkar ağızlardan bilip bilmeden. Not alınacak abukluklar düşer bir sürü.

         e.
Çokça gücüm olmuyor, en basit şeyleri bile düşünmeden yapamıyorum. Bolca not alıyorum. Sigara alacağımı kağıtlara yazıyorum.

 
          f.
        Deneme şeklinde uzun şiir yazan şairleri çok kıskanıyorum. Cümle cümle yazıyorlar .Cümle cümle! Farklı bir şey bu. Herkesin başına gelmeyecek bir yetenek. O kadar imgeyi notta alamazsınız. Yaradılışlarında var ve cümleler bir bir çıkıyorlar belli ki. Bir kaç şiirleri böyle olsa hadi diyeceğim. Çalışılmış şiirler bunlar. Ama yok. Öyle değil. Bir yetenek fışkırması bu.

         g.
        Eskiden her şeyi not alırdım ama şimdi almıyorum. Sadece aklıma gelmeyecek olan şeyleri not alıyorum. Aklına gelebilecek her şeyi not almanın bana vakit kaybettiren bir durum olduğunun farkına vardım. Not aldığım zamanlar hiç üşenmeden her şeyi unutacağım kaygısıyla kâğıtlara yazardım fakat bu yazma süreci o işle uğraşacağım süreyi geçtiği için yapacağım işlerde genelde çuvallıyor olurdum. Örnek olarak, diyelim ki evinizin çok kullandığınız bir odasında ki ampul patladı. Eski ben olsam eğer bunu direk yarın ampulü değiştireceğim diye not alırdım. Hâlbuki buna gerek yok. Ortada not alınacak bir şey yok çünkü bu durumun aklından çıkması mümkün değil. O odaya sürekli giriyorsun ve zaten ampulü kullanamadığını fark ediyorsun. Zaten aklından çıkmasının mümkün olmadığı, zorunlu olarak değiştirmen gerektiğinin bilincinde olduğun bir şey. Bir de bu durumu sanki unutacakmış gibi not alıp kendi kendimi boşuna yoruyordum. Unutma ihtimalimin olduğu durumları not almam aslında daha mantıklıydı. Artık öyle yapıyorum.

        h.
         Bir ara çok alacağım kitapları not alır, listeler, yazardım. Sonra hep yazıp hiç alamadığımı fark edince bıraktım. 




                                                                                                    YAZAN: SÜLEYMAN BERÇ HACİL