Antalya’da tatildeyim. Üç gün
oldu geleli. Yarına yolcuyum…
*
Erkenden kalkıp düşüncelere
dalıyorum. Arınıp kendime gelmem için yarım saat geçiyor. Tatilde bile kafamın
sol tarafı zonkluyor. Bari buradayken düşünmeyeyim diyorum. Yapamıyorum.
Zihnimi kontrol altına alamıyorum.
*
Aslı’nın aramadığını görüyorum. İsabet olmuş diyorum. Zaten artık istemiyorum. Ayrılık konuşması yapmadan ayrılıp yollarımıza gidelim ve o benim gibi bir adamı kaybettiği için her gün kahırlansın diyorum. Ben bunu istiyorum.
*
Dışarı çıkıp işlerimi
hallediyorum. Telefonuma internet paketi yaptırıyorum. Dışarı çıkmadan önce, otelin
lobisine inip kahvaltımı yapıyorum. Kahvaltıdan sorumlu otelin görevlisi yine
biraz suratsız. Düşüncelerime kahvaltıda da devam ediyorum. Güç bela
sonlandırıyorum. Zonklamalar devam ediyor.
*
Saat iki gibi havuza iniyorum.
Kulaklığımla müzik dinliyor, burada da düşünüyorum. Bir bira alayımın kararına
varıyorum. Sabah dışarı çıktığımda ağzım tatlansın ve enerjik olayım diye alıp
içtiğim enerji içeceği aklıma geliyor. Bira alma hususunda emin olamıyorum...
*
9 Ağustos demek, 30 Ağustos demeye ne kadar benziyormuş.
YAZAN: SÜLEYMAN BERÇ
HACİL