KADIKÖY'LE İLGİLİ


KADIKÖYLE İLGİLİ

1
Maltepe'de dolaştıkça -zorunlu olarak iniyorum yoksa inmem- Kadıköy'ün değerini daha fazla anlıyorum. Kasveti bir türlü kaybolmuyor Maltepe'nin. İlker Gümüşoluk'un Maltepe için söylediklerine aynen katılıyorum. Depresyona sokar insanı bu ilçe. Bu da benim fikrim. Kadıköy'se bambaşka. Paris'i görmesem de Kadıköy'ü Paris'e benzetiyorum. Biri şehir biri ilçe ama olsun. Benzetiyorum. Bunu Cengiz'e söylesem bana ''Paris'i gördün mü?'' diye sorardı ama bana ne. Fotoğraflardan biliyorum. Kaliteli atmosferi, kitsch dokusu, edebiyat kokan ışıltılı sokakları var Kadıköy'ün. Yazın ayrı kışın ayrı güzel. Bir de kızları. Bütün güzelliklerini yayıyorlar mahalleye. Kadıköy'den bahsederken kızlarını da unutmamak lazım.
2
            Benim için Kadıköy’e gitmek, kasabaya inmek gibi bir şey. Adeta bir modern zaman kasabaya inmesi…
3
            İşten çıkıp Kadıköy’den birkaç dergi alarak eve dönmek üzere otobüse bindim. Şubat ayında olmamıza rağmen Kadıköy’de atmosfer bir yaz gecesini aratmıyor. Yıl 2017.
4
            Ayracımı kaybettim. Kadıköy’de genç bir işportacı kızdan almıştım. Anısı vardı. Genç olduğum zamanlar.
5
Bir bölük saygısında çıkıyoruz yürüyen merdivenleri, herkesin herkese karşı mesafesi aynı, kimileri üstte kimileri altta ama mesafeler aynı. Tıpkı hayat gibi. Böyle bir şey. Kadıköy metro istasyonunda. Kadıköy’e doğru çıkarken.
6
Kadıköy'de bir hafta içi günü. Okuldan kaçmış liseliler gruplar halinde Kadıköy sokaklarında yürüyorlar. Bir dershanenin önü tıklım tıklım üniversiteye hazırlanan güzel kızlarla dolu. Gençliklerinin getirdiği kokuları onlara baktıkça doluyor içime. Bambaşka bir havaları var bu genç kadınların. Artık kadın gibiler, ama bir yanları da çocuk. İzmir’de dershaneye gittiğim günler düşüyor aklıma. Oradaki kızlarda böyle güzel kokardı ve buradakiler gibi onlarda kadındılar. Birkaçıyla muhabbetim de olmuştu. Ben çalışan bir adam olarak Kadıköy Rexx’e geliyor ve Filmekimi’nde gösterilen bir Rus filmi için bilet alıyorum. Çünkü para kazanıyorum. Param var ve alabiliyorum. Bir yetişkin olarak sinemadan çıktığımda, yetişkin olan insanların -Benim- içimizin ne kadar geçtiğini fark ediyorum. Artık o güzel günler yok, o güzel kadınlar, güzel kokan genç kızlar yok, ruhumuzda heyecan Yok. Çoğumuz yıprandık. Korkuyoruz. Samandan farkımız Yok. İçi boş ve gözlerle dünyayı seyreden bir çok çalışan genç yetişkiniz. O günleri özlüyorum.
7
Az önce Kadıköy’de kalabalıkları pardon diye yararak yürürken önümde duran bir köpeğe de istemsizce pardon diyerek yanından geçtim. Bunu fark etmem 10 saniyemi aldı.
8
            “Devlet tiyatrosu denen kurum ülkemizde çoğunlukla emekli laik teyzelere hitap ediyor gibi geliyor bana. Her ay oyun listesi yayımlanır yayımlanmaz, ilk günden biletler tükenir mi lan? Nasıl bir sanata açlık ya da nasıl bir uğraşacak iş bulamama durumu bu?”
             15 dakika önce Kadıköy Haldun Taner’in önünde listeye bakarken, bir grup emekli öğretmen teyze çetesi, listedeki oyunların açıklamalarını yazmamışlar diye birbirlerine çemkirirlerken bunu düşündüm. Tartışmalarının en hararetli yerinde beni de aralarına aldılar. Devlet tiyatrolarına hep beraber lanet okuduk gayet asil ve terbiyeli bir şekilde.
9
            Kadıköy’de dolaşırken cool bir huzur yaşarsınız, Beyoğlu’nu ise tehlikeli bulur. Heyecanlı hissedersiniz.

10
            Kadıköy Rexx sinemasının üst katındaki 1.salonu, zannımca sinemanın en iyi salonudur. Özel filmleri burada oynatırlar. Geçen sene Filmekiminde Loveless ve bugün NBC'nin Ahlat Ağacı'nı yine bu salonda izledim. Kelebekler’i izlediğim salon ise tam bir faciaydı. Kafanızı kaldırarak izlemek gibi mecburiyetiniz var.
            Ama olsun, film güzeldi. Yıl 2018. Aylardan Haziran başlangıcı.


                                  
     YAZAN: SÜLEYMAN BERÇ HACİL